14.11.2015

Türk Dili Vize Ders Notları ve Örnek Soruları

Yazıyı PDF olarak indirmek için butona tıklayın



DİL

Dil bir iletişim aracıdır. O insan düşüncesini en ince ayrıntısıyla aktarmaya yarayan bir mucizedir. İnsanın yaşamını ve düşüncesini şekillendirir. Ayrıca dil toplumun üzerindedir. Dil insanı insan yapan özelliklerin başında gelir. Çünkü insan dışında dil kullanan bir varlık yoktur. Dil geniş bir araştırma konusudur. Dili; kültür dili, uygarlık dili, bilim dili, konuşma dili, yazı dili, standart dil, yapay dil, doğal dil, yaşayan dil, ölü dil olarak sınıflandırılabilir. Her dil sınıfının özellikleri bilinmelidir. Konuşma dilinin yanında birde beden dili vardır. Diller bizim takip edemediğimiz bir dönemde birbirinden ayrılmış. Günümüzde diller köken ve yapılarına göre ailelere ayrılmıştır.

Altay dillerinin aile olmasını gerektiren sebepler

  • Cansız varlıklarda erkeklik dişilik yoktur.
  • Artikeller yoktur.
  • Fiil yönünden zengindir.
  • Fiil çekimleri kolaydır.
  • Sıfatlar isimlerden önce gelir.
  • Sayı sıfatlarından sonra gelen kelimelere çokluk eki gelmez.
  • Sorular eklerle yapılır.
  • Eklemeli dillerdir.
  • Okunduğu gibi yazılır.

DİLİN ÖZELLİKLERİ


İnsanlar arasında anlaşmayı sağlar.
Gerçekte tüm canlılar bir birleriyle iletişime geçer. Hayvanlar bir tehlike anında, yiyecek bulduklarında ya da çiftleşme dönemlerinde eş seçerken çeşitli hareket ve seslerle aralarında anlaşırlar. İnsanlar ise pek çok işaret, davranış ve vücut dili dediğimiz hareketlerin yanında seslerden örülü dil ile anlaşır. İnsanlar dil ile duygu, düşünce, korku, beklenti, umut, acı ve sıkıntılarını kolaylıkla karşısındakine anlatabilmektedir.

Doğal bir araçtır.
Dilin kaynağı doğa, insanın doğası, kültür ve doğal ihtiyaçlarıdır. Her dilin kendi sistemi, işleyişi ve mantığı vardır. Bunlar doğal şekilde oluşmuş ve dışarıdan zorla değiştirilemez. At doğal bir taşıtken araba yapay bir taşıttır. Arabayı istediğiniz yere sürebilir ve yapısında istediğiniz değişikliğe yol açabilirsiniz. Ancak atın yapısını değiştiremez ve uçuruma süremezsiniz.

Kendine özgü kuralları vardır.
Her dilde söz dizimi, ek dizimi bellidir ve değiştirilemez. Dilin kuralları kendine hastır. Ler – lar çoğul ekini dahi değiştirmeye kalksak değiştiremeyiz. Dillerde cümle yapısı kuralları, özne yüklem ilişkisi gibi dilbilgisi kendine hastır ve değiştirilemez.

Sürekli değişim içinde canlı bir varlıktır.
Diller doğar büyür ve ölür. 1000 yıl önceki Türkçeyle şimdiki Türkçe karşılaştırılsa ciddi bir fark görülür. İngilizce, Türkçe, Arapça gibi diller hala yaşayan dillerdir. Diller toplumla ve diğer dillerle iletişim halindedir ve zaman içinde kavramlara yeni manalar yüklenebilir. Bu yüzden bilim ve felsefede manaları sabit olan ölü diller kullanılır. Sümerce ve Latince ölü bir dildir.

Milleti bir arada tutar
Bir arada yaşayan insan toplulukları aynı kültür, tarih ve hafızaya sahiptir. Dilin gizli anlaşmaları toplum bireyleri arasındadır ve dilin taşıdığı kültür topluma aittir. Bu yüzde dil millidir ve konuşulduğu toplumu aynı değerlerde tutar. Zihni ortak yapıya sahip olan toplumların birliğini zihinleri eşitleyen dile borçludur. Dil milletin ruhudur.

Milletin ortak malıdır.
Dil, bireye değil topluma mal olmuştur. Birey dile müdahalede bulunamaz. Yaşayan diller özelliklerini konuşulduğu toplumdan alır. Dilin topluma dayanması ona bireyselliğin üzerinde bir doğa kazandırır.

Sosyal bir kurumdur.
İnsan sosyal bir varlıktır. İnsanlar hep bir arada yaşamış ve dil bir araya gelişi mümkün kılan araçtır. Dil kültürün aynasıdır. Böylece dil toplumların sosyal unsurları ile şekillenmiş ve toplumların dünya görüşünü, kültürünü, felsefesini yansıtır olmuştur.

Temeli bilinmeyen zamanlarda atılmıştır.
İlk kelime, ilk dil nedir bilemeyiz. Dilin karanlık zamanlarından bu yana kanıt yoktur. Dillerin doğuşu ile ilgili söylenenler birer varsayımdır.

Gizli anlaşmalar sistemidir.
Her dilde ima edilen şey herkesçe aynı şekilde ima edilir. Türkçe konuşan biri taş dediğinde herkes aynı nesneyi anlar. Her dilde isimlendirme farklıdır ancak bir dilde bir ismin herkesçe aynı olması dili konuşanlar arasında gizli bir anlaşmadır.

Seslerden örülmüştür.
İnsanlar konuşma organlarını farklı farklı şekillere sokarak 50 farklı ses çıkartabilir. Çıkardıkları sesleri sıralayarak ve anlamlar yükleyerek bir dili oluşturur.


KÜLTÜR
Kültür bir milletin sahip olduğu maddi ve manevi unsurlarının bütünüdür. Dilden sanata, gelenekten inanca, tarihten hukuka kadar milletlerin hayat görüşlerini yansıtan bütün unsurlar kültür dairesi içine girer. Kültür bir toplumun yaşam biçimidir.

Toplumun sosyal yapısına yön veren kültür; dil, din, sanat, edebiyat, tarih, örf - adetlerin ve dünya görüşünden oluşur. Kültür millidir, her milletin kültürü kendine aittir. Kültür orijinaldir, bir millet başka kültürleri taklit ederek yaşayamaz. Kültür doğal ve canlıdır, her an değişim halindedir ancak müdahalelere açık olmayıp değişimler doğal yollarla gerçekleşir. Kültür sürekli ve tarihidir, bir anda oluşmaz ve geçmiş ile ilintilidir. Kültür toplumun ortak malıdır. Kültürün özü değiştirilemez, öz değişirse kültürün kendine has özellikleri kaybolur. Kültür unsurları arasında derece farklılıkları vardır, asıl unsurlar sabit iken giyim kuşam gibi yan unsurlar zaman içinde değişir. Kültür sosyal bir varlıktır. Yeryüzünde he kadar millet varsa o kadar kültür vardır. Kültür nesilden nesle aktarılır.


DİL VE KÜLTÜR
Dil kültürün en önemli unsuru olduğu gibi kültürü ve daha pek çok değerleri içinde taşıyıp aktarır. Kültürel miras, yarınlara dil ile taşınır. Dil ve kültür birbirinden ayrı düşünülemez. Bir milletin konuştuğu dil üzerinde yapılacak bir araştırma ile o milletin kültürü hakkında çok sayıda bilgi elde edilebilir. Dil ve kültür birbirini yaşatan bir bütündür.



DİL VE DÜŞÜNCE
Dil ve düşünce arasında çok kuvvetli bir bağ vardır. İnsan dış dünyadaki nesne ve olayların bir yansımasını zihninde kurar ve bunları dil ile çağırır. Zihnindekiler arasında bağlar kurar, karşılaştırmalar yapar ve sonuca ulaşır. Buna düşünme süreci denir. İnsan düşüncesinin kelimelere bağlı olduğu yüzyıllardır söylenmektedir. Ancak kelimelerin mi düşünceye bağlı olduğu, düşüncenin mi kelimelere bağlı olduğu hala bir araştırma konusudur. Buna rağmen pek çok düşünür dilin düşünceye yön verdiği kanısındadır. Farklı dilleri konuşan insanlar farklı yollardan düşünmektedir.

Düşünce ile dili birbirinden ayırmak mümkün değildir. Doğru düşünmek için dile hâkim olmak gerekir, dili iyi konuşmak içinse iyi düşünmek.


DİL VE MİLLET
Dil toplumun bütün değerleriyle iletişim halindedir. Bu iletişim sonucu toplumun bütün kültür ve değerleri dile yansır. Değerler değiştikçe dilde değişir ancak dil bütün değişimleri hafızasında tutar. O dili kullanan topluluk geçmişte dil ile ilişkisi olan bütün değer ve kültürlerine de sahip olur. Bu yüzden bir milletin konuştuğu dil o milleti gelmişi ve geçmişi ile beraber olduğu gibi yansıtır. Milletler dil sayesinde özelliklerini muhafaza eder. Dilin böylesine milli özellikleri oluşu, konuşulduğu topluluğu millet yapmasını sağlar. Milletler için dil bir hazinedir.


DİL VE EDEBİYAT
Edebiyat, kültürün içinde yer alan bir sanat dalıdır. Dil edebiyatın malzemesidir. Şiir hayallerle değil kelimelerle yazılır. Yazar dil bir altın gibi işler. Dil duyguları anlatmak için işlendikçe gelişir, büyür. Edebiyat ile diller derinlik kazanır.


Aşağıda hafta hafta işlenen dersleri bulacaksınız;

1. Hafta: Hocanın yöre yöre dilimize yerleşmiş manileri not ettiği bir defteri var. İlk ders bize memleketimizi sordu, sonra da defterden bir kaç yazı okudu. Ders için istediğiniz kitabı kullanabilirsiniz dedi.

3. Hafta: Bu hafta dil nedir, neden kullanılır, diğer iletişim yolları nelerdir gibi temel konuları işledik. Dillerin doğallığı, canlılığı, kuralları ve nasıl değişimler gösterdiği üzerine konuştuk. Hoca arkadaşıyla gittiği ıslıkla haberleşilen bir karadeniz köyü hatırasını anlattı. Dilin canlılığı ile insanın doğup büyüyüp ölmesi üzerine benzerlikler kurdu. Dil kuralları sayesinde dilin nasıl korunduğunu ve yapay eklemeleri reddettiğini anlattı.

4. Hafta: Bu hafta dil açısından karanlık dönemin yazılı eser bırakılmamış dönemlere dendiğini, dili oluşturan gizli antlaşmaların neler olduğunu, dilin yapı taşları olan seslerin hece, kelime cümle şeklinde bütünleşerek dili nasıl oluşturduğunu ve dilin sosyal özelliklerini işledik. Hoca dilin insan, toplum ve devletin üzerinde olduğuna, dilin kültürlere nasıl bağlı olduğuna, dili kullanırken kullandığımız konuşma organlarına ve dilin milli olduğuna vurgu yaptı. Böylece dilin tanımını tamamladık.

5.Hafta: Bu hafta dil ailelerini ve özelliklerini işledik. Özellikle Türkçenin yapı olarak diğer dillerle karşılaştırılmasını ve sınıflandırılmasını işledik. Bu sınıflandırmada otorite kabul edilen Gustaf John Ramstedt adlı dil bilginin bulgularını öğrendik. Türkçenin fiil yönünden zenginliği üzerinde durduk. Derste hocanın tahtaya yazdığı notlar için >>tıklayın.<<

6. Hafta: Bu hafta kültürün ne olduğunu işledik. Normalden kısa süren derste kültürün kelime sözlük anlamlarını, kültürü oluşturan unsurları ve kültürün özelliklerini işledik. Hocanın derste tahtaya yazdığı notları görebilmek için >>tıklayın<<

7. Hafta: Bu hafta uygarlık dili, konuşma dili, standart dil gibi dil sınıflarını işledik. Hoca bölümün fotokopicisine sınav için not bıraktı.





 ÇIKABİLECEK SORULAR

  1. Dilin işlevi nedir, açıklayınız.
  2. Diller nelere göre sınıflandırılır?
  3. Dili oluşturan gizli antlaşmalar nelerdir?
  4. Bir kişi dilde bir kuralı değiştirmek istese değiştirebilir mi, sebepleriyle açıklayınız.
  5. Ural Altay dil ailesinin ortak özelliklerini yazınız.
  6. Medeniyet ile kültür arasındaki fark nedir?
  7. Dil ile kültür arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
  8. Dil ile düşünce arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
  9. Dil ile millet arasındaki ilişkiyi açıklayınız.



Kaynak;
  • ÜNİVERSİTELER İÇİN TÜRK DİLİ 1 (yazar: Arife Gülsün)
  • Dil Bilgisi (yazar: A. Vahap Akbaş)

Ege Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği 1. Sınıf 1. dönem Türk Dili dersi vizesi için koruorman.blogspot.com tarafından hazırlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder